Seksenyedinci Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi, Mehmed Ârif olup, yetmişikinci şeyhülislâm Dürrî-zâde Mustafa Efendi’nin oğludur. İstanbul’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1225 (m. 1810) senesinde İstanbul’da vefat etti. Üsküdar’daki Miskinler Kabristanı’nda, babasının yanına defnedildi.
İlk öğrenimini babasının yanında gördü. Zamanın diğer âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsil etti. Müderrislik diplomasını alıp, “Hâriç” rütbesine ulaştı. 1188 (m. 1774) senesinde Bursa ve 1194 (m. 1780) senesinde İstanbul kadılığına tayin edildi. 1196 (m. 1781) senesinde Nakîb-ül-eşrâflık vazîfesi de verildi. 1197 (m. 1781) senesinde Anadolu, 1198 (m. 1783) senesinde Rumeli kadıaskeri oldu. 1199 (m. 1784) senesinde Reîs-ül-ülemâ (âlimler başkanı) oldu. Birinci Abdülhamîd Hân devrinde 1199 (m. 1785) senesinde şeyhülislâmlık makamına yükseltildi. Altı ay kadar bu makamda kaldıktan sonra, 1200 (m. 1785) senesinde vazîfeden ayrıldı ve kendi evinde ikâmet etmeye başladı. Daha sonra Kütahya’ya gitti. Hac mevsimi gelince hac kâfilesiyle birlikte Mekke-i mükerremeye gitti. Hac vazîfesini îfâ edip, Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mübârek kabrini ziyâret ettikten sonra Kütahya’ya döndü.
Sultan Üçüncü Selîm Hân pâdişâh olunca İstanbul’a döndü. 1206 (m. 1791) senesinde ikinci defa şeyhülislâmlık makamına getirildi. Bu şerefli vazîfeyi 6 yıla yakın adâlet ve doğrulukla yürüttü. 1213 (m. 1798) senesinde vazîfeden ayrıldı ve Bursa’ya gitti. Her iki şeyhülislâmlığı müddeti 6 yıl 3 ay 25 gündür. Bir müddet sonra İstanbul’a döndü. İstanbul’a gelip evinde ibâdet, tâat ve ilimle meşgul olduğu sırada, “Kurb-ı Hak’da buldu rûh-u ârif-i billah mekân” beytinin işâret ettiği 1225 (m. 1810)’de vefat etti.
Seksenbeşinci şeyhülislâm Mehmed Atâullah Efendi’nin küçük kardeşi, doksansekizinci şeyhülislâm Abdullah Efendi’nin babası, yüzyirmisekizinci şeyhülislâm Abdullah Efendi’nin büyük dedesi olan Mehmed Ârif Efendi, âlim, fâzıl, Allahü teâlâya çok ibâdet eden, gecelerini Kur’ân-ı kerîm okumakla kıymetlendiren bir zât idi. Kendi zamanına kadar, kadıların yanında çalışan stajyer durumundaki dânişmendlerin, 6 ayda hâriç rütbesine çıkması âdet iken, bu müddeti üç aya indirmiştir. Bu tatbikatı dânişmendleri memnun etmişti. Dürrî-zâde Mehmed Ârif Efendi’nin fetvâları “Netîcet-ül-fetâvâ” adlı eserinde toplanmıştır.
Kaynaklar
1) Devhat-ül-meşâyıh; sh. 109
2) İlmiye sâlnâmesi; sh. 544
3) Kâmûs-ül-a’lâm; cild-3, sh. 2140
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"