Yüzyedinci Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi Mehmed Sa’deddîn olup, müderris Abdülhamîd Efendi’nin oğludur. Peygamber efendimizin "sallallahü aleyhi ve sellem" temiz soyundan olup, Şeyhülislâm Hoca Sa’deddîn Efendi’nin torunlarındandır. 1213 (m. 1798) senesinde İstanbul’da doğdu. 1283 (m. 1866) senesinde İstanbul’da vefat etti. Fâtih Câmii’nde cenâze namazı kılındıktan sonra, Üsküdar’da Karacaahmed kabristanına defnedildi.
Zamanının âlimlerinden aklî ve naklî ilimeri tahsil edip yükseldikten sonra, kadılık mesleğini tercih etti. Anadolu’nun birçok yerlerinde adâlet ve doğruluk üzere kadılık yaptı. Allahü teâlânın dîninin emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından sakındırmak husûsunda çok gayret sarf etti. Aydın ilinde kadılık yaparken Kütahya’ya gönderildi. Daha sonra Manisa kadılığına tayin edildi. Manisa’da birkaç sene kaldıktan sonra vazîfeden alındı. Bir müddet devlet memûriyetinden uzak kaldıktan sonra, 1255 (m. 1839) senesinde, “Tanzîmât-ı Hayriye” ilân edilince, Aydın muhassıllığına (vergileri tahsil eden memûr) tayin edildi. 1257 (m. 1841) senesinde eyâlet teşkilâtında yapılan değişiklikte, defterdarlık idâresinin kurulması lüzumu ortaya çıktığından, İstanbul’a davet edilerek, mâliye bakanlığı başkâtipliği ile birlikte, zirâat meclisi üyeliğine ve evkâf müfettişliğine getirildi. 1262 (m. 1845) senesinde eski memûriyetleri üzerinde kalmak üzere “Hâriç” pâyesiyle, hudut tesbiti ve bazı müşkil mes’elelerin halli için Osmanlı-Rus sınırında ve Batum yakınlarında bulunan Çürüksu’ya gönderildi. Oradan Trabzon’a evkaf müfettişliğine nakledildi. 1262 (m. 1845) senesinde Mekke-i mükerreme pâyesine nail oldu. Sekiz sene müddetle yaptığı müfettişlikten sonra, başarılı çalışmaları üzerine, 1270 (m. 1853) senesinde İstanbul pâyesiyle taltif edilip, “Meclis-i muhâsebe-i mâliye” üyeliğine tayin edildi. 1272 (m. 1855) senesinde Anadolu kadıaskerliği payesine kavuştu. 1274 (m. 1857) senesinde “Meclis-i Vâlâ” üyeliğine tayin edildi. Şeyhülislâm Mehmed Ârif Efendi’nin vefat üzerine, 1275 (m. 1858) senesinde şeyhülislâmlık makamına getirildi. 4 yıl 10 ay 27 gün bu makamda kaldıktan sonra, 1280 (m. 1863) senesinde vazîfeden ayrılarak, kendi evine çekilip ibâdet ve tâatle meşgul oldu. Bu sırada tutulduğu hastalıktan kurtulamayarak vefat etti.
Mehmed Sa’deddîn Efendi, âlim, fâzıl, doğruluk ve adâletten ayrılmayan, açık sözlü ve mert konuşan bir zât idi. Cömert ve kerem sahibi olup, birçok hayır eserleri bırakmıştır. Aksaray Sofular mahallesindeki Şeyh Ömer Câmii’nin minberini yaptırmışdı. Kaynaklarda eseriyle ilgili bilgiye rastlanmamıştır.
Kaynaklar
1) Devhat-ül-meşâyıh; sh. 122
2) İlmiye sâlnâmesi; sh. 592
3) Kâmûs-ül-a’lâm; cild-4, sh. 2568
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"