Osmanlı; 75 yıllık Cumhuriyet’ten önce yaşadığımız 600 yıllık geçmişimizin adıdır.
Arkasında Selçuklu, onun öncesinde Türkistan Türk kültürü olan kimliğimiz, bu 600 yıllık Osmanlı döneminde oluştu. Başta dilimiz gelir. Osmanlı, dilimizi kudretle savundu. Yıkılışına kadar, Türkçe’den başka hiçbir dili resmî Devlet dili kabul etmedi.
Kânun-i Esâsî (Anayasa), meşrutiyet ve hürriyet (Demokrasi), Devlet yönetimine dönük bütün ana okullar (Harb Okulu, Harb Akademisi, Deniz Harb Okulu, Siyasal Bilgiler, Hukuk, Tıbbiye, Teknik Üniversite ve başkaları), hukuk usulü, sancak (il) sistemi, öğretim, yabancı dil öğretimi, para birimi, pul, aklınıza ne gelirse, nihayet Türk Bayrağı, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal etti.
Osmanlı, 40 dilime bölünmüş Anadolu’daki Türkmen beyliklerini (Kendisi de kökende bir Türkmen beyliği idi.) birleştirdi. Anadolu birliğini 150 yıl civarında tamamladı. (Fransa’da feodal beyliklerin birleşmesi 700 yıl sürmüştür.)
Osmanlı ayrıca, Bizans’tan Marmara’nın güney-doğu illerini, İstanbul’u, Trakya’yı, Doğu Karadeniz’i alarak Türkleştirdi, Anadolu birliğine kattı. Rumeli’ne yayıldı. Bu anavatan temelinde her yöne ilerleyerek imparatorluğunu kurdu. Ve cihan tarihinin akışını değiştirdi. Türk estetiğini doruğa çıkardı. Muhteşem bir kültür oluşturdu. Cumhuriyetimiz, böylesine bir mirası devraldı.
Tarih maceramız budur. Geçmişi değiştirmek kimsenin iktidarında değildir. Olan olmuştur. Geçmişimizle gurur duyarız. Geçmişini red ve inkâr eden toplumlara millet denmez...
Tahsin Yılmaz Öztuna
08.02.1999
Türkiye Gazetesi
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"