Osmanlı Devletinin kuruluş devrinde yetişen evliyâdan. Keşiş, yâni Uludağ eteklerinde geyiklerle haşır neşir olup, istediği yere geyiğe binerek gittiği için, Geyikli Baba diye meşhur olmuştur.
İran’da Hoy şehrinde doğdu. Bursa’nın İnegöl ilçesi yakınlarında vefât etti. Doğum ve vefât târihleri kesin olarak bilinmemekte olup, Osmanlı sultanlarından Orhan Gâzi zamânında yaşamıştır.
Tasavvufta Şeyh Tâcülârifîn Ebü’l-Vefâ hazretlerinin yolundan feyz alan Geyikli Baba, İlyâs Horasanî’den ilim öğrendi. Keşiş Dağı (Uludağ) eteklerindeki dergâhında kendi hâlinde yaşadı. İlim ve sohbetinden istifâde etmek için gelenlere Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlattı. Pekçok kerâmet gösterip meşhur oldu. Orhan Gâzi zamânında Bursa’nın fethine geyik sırtında katıldı, ordunun önünde harb etti. Bursa’nın fethinden bir müddet sonra, Orhan Gâzinin dâveti üzerine Bursa’ya gelen Geyikli Baba, dergâhının yanından kesdiği bir ağaç dalını Bursa pâdişâh sarayının avlusuna dikti. Orhan Gâziye dönerek;
“Bu hâtıramız burada kaldığı müddetçe evliyânın duâsı senin ve neslinin üzerindedir. Senin neslin ve devletin bu ağaç gibi kök salacak, dalları çok uzaklara ulaşacak, evlâtların dîn-i İslâma çok hizmet edecekler” deyip; “Kökü sâbit, dalları ise göktedir.” meâlindeki, İbrâhim sûresi 24. âyet-i kerîmesini okudu. Az sonra geldiği gibi gitti. Diktiği ağaç ulu bir çınar oldu. O ağacın bugün Bursa’da Üftâde’ye giden Kavaklı Caddedeki çınar ağacı olduğu söylenmektedir.
Bir zaman sonra Orhan Gâzi, Geyikli Baba’ya iâde-i ziyârette bulundu. Ona; “İnegöl ve çevresi senin tasarrufunda olsun.” dedi. “Mülk ve mal cenâb-ı Hakk’ındır, ehline verir, biz O’nun ehli değiliz. Mal, mülk ve sebeplere meyletmek, emîr ve sultanlara gerektir. Bizim gibi fukarâ kısmına, Allah adamlarına yakışmaz.” diye cevap verdi. Pâdişâh ısrâr edince, kendisine hîbe edilen yerlere bedel olarak, dergâhının çevresinden az bir miktârını dervişlere odunluk olarak kabul edip, sultânın gönlünü aldı ve ona duâda bulundu.
Geyikli Baba, Orhan Gâzi zamânında Uludağ’ın doğu eteklerinde, İnegöl yakınlarında vefât edip, oraya defnedildi. Orhan Gâzi tarafından kabri üzerine türbe yaptırıldı. Sonradan yine Orhan Gâzi tarafından türbe yanına bir câmi ve dergâh ilâve edildi. Sevenleri, çevresinde bir köy meydana getirdiler. Kurdukları bu köye Baba Sultan köyü adını verdiler. Geyikli Baba külliyesi 1950 senesinden sonra yeniden tâmir edildi.
Kaynak: Yeni Rehber Ansiklopedisi Cilt 8, s. 36-37
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"