Bir cemâat tarafından birlikte ve hep bir ağızdan söylenen duâ. Yeniçeriler tarafından tertib edilen çeşitli merâsimlerde ve eskiden okula başlayan çocukların okul önünde bir ağızdan ettikleri duâlara da bu isim verilmektedir. Bâzı merâsimlerin icrâsı esnâsında askerlerin duâ ve alkış tarzında hep bir ağızdan çıkardıkları yüksek ses mânâsına da gelmektedir.
Osmanlılarda yeniçerilere üç ayda bir maaş verilir, saray mutfağından çorba, pilav ve zerde dağıtılırdı. Yemekten sonra Ortakapı’ya gelirler ve başçavuş kubbe altı önünde ayakta durur, sonra çaprazvârî olmak üzere iki elini göğsüne koyarak, gülbank çekerdi.
Gülbankın muhtelif çeşitleri vardır: Gülbank-i Aşûre, Gülbank-ı Seyahat, Gülbank-ı Tevhîd, Gülbank-ı Bülbülân, Gülbank-ı Muhammedî, Gülbank-ı Müslümânî vb. bunlardandır.
Ancak en meşhur Gülbank, 1623 (H.1033) târihli ulûfe defterlerinin arkasında yazılı olanıdır ki şu şekildedir:
“Eûzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm. Duâ edelim; Allahü teâlâ hazretlerinin birliği içün, hâtemü’l enbiyâ hazret-i Muhammeden-il Mustafâ sallallahü aleyhi ve sellemin pâk, münevver, mutahhar, azîz, şerîf, latîf rûh-ı şerîfleri içün, evlâdı içün, ashâbı içün, çihâr-ı yâr-i güzîn ervâhı içün, tâbiîn, tebe-i tâbiîn, eimme-i müctehidîn ervâhı içün, enbiyâ ve evliyâ ve ulemâ-i izâm ve meşâyîh-i kirâm seyyidüssâdât selâmeti içün ve kutb-ı âlem Sultân Hâcı Bektâş kuddise sirruhü’l-azîz hazretlerinin rûh-ı şerîfleri içün, rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în. Sırları ve himmet-i aliyyeleri üzerlerimize ve üzerlerinize hâzır ve nâzır olmaklığı içün, selâtin-i mâdîn içün, hâlâ izzetlü ve seâdetlü pâdişâh-ı âlem-penâh hazretlerinin ömr-i devleti, yevmen fe-yevmen ziyâd ber-ziyâd olmaklığı içün, asâkir-i İslâm her nereye müteveccih olurlar, mansûr ve muzaffer olub a’dâ-yı dîn hor ve hakîr olmaklığı içün, ağa hazretlerinin selâmetliği içün ömr-i devleti yevmen fe-yevmen ziyâd ber-ziyâd olmaklığı içün ve sadrdan gelmiş geçmiş kâtibîn-i mâdîn içün, hâlâ efendi hazretlerinin selâmetliği içün, ömr-i devleti, yevmen fe-yevmen ziyâd ber-ziyâd olub tevâbii ve levâhıkı ile dâimâ sıhhat ü selâmette olmaklığı içün, bu makâmda gelmiş geçmiş halîfelerimiz ervâhı içün ve hâlâ halîfelerimizin gönülleri murâdı içün, devâm-ı dîn ü devlet içün, def’-i belâ içün, redd-i kazâ içün ve rızâ-yı Habîbullah celle a’lâ Fâtiha.”
Yeniçeriler savaşa başlayacakları zaman, askerleri heyecanlandırmak ve onlara üstün bir morel gücü kazandırmak için Gülbanklar çekerlerdi. Mehterlerde ve çeşitli merâsimlerde de çekilen Gülbanklar mevcuttur. Sofiyye ıstılahlarında ve Mevlevî tarîkatlarına mensub olanlar arasında da Gülbanklar çekilirdi. Gülbanklar genellikle “Hû, diyelüm!” sözüyle biter, dinleyenler de hep bir ağızdan ve yüksek sesle “Hû!” derlerdi.
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"