İzmir fâtihi ve Anadolu Selçuklu Devletinin müstakil beyi.
Oğuzların Çavuldur boyuna mensup olan Çaka Bey, Malazgirt Zaferini tâkiben Anadolu’nun fethi işine girişen Selçuklu kuvvetlerinden ayrı olarak yaptığı savaşların birinde Bizanslılara esir düştü. İmparator Üçüncü N. Botaniates’in dikkatini çekerek saraya alındı. Burada çok büyük ilgi gördü ve serbestçe hareketlerde bulunmasına izin verildi. Grekçeyi öğrendi. Bizans deniz kuvvetlerini inceledi. 1081 yılında Bizans tahtına İmparator Aleksi Komnen geçince hürriyetine kavuştu.
Çaka Bey 1081 yılında elindeki kuvvetlerle İzmir’i kuşattı ve Bizanslılardan aldı. İzmir’de beylik kurarak sınırlarını genişletmek için mücâdeleye başladı. İki üç yıl içinde Urla, Çeşme, Sığacık ve Foça’yı zaptederek bu kesimdeki geniş sâhil boyunu sınırları içine aldı. Çaka Beyin hedefi Ege Denizinde hâkimiyeti sağlamaktı. Bu sebepten İzmir ve Efes tersânelerinde, bir kısmı yalnız kürekli, diğer kısmı yelken ve kürekle hareket eden 40 parçadan meydana gelen ilk Türk filosunu kurdu. Filo 1089’da Ege denizine açıldı. Çaka Beyin komutasındaki bu ilk Türk filosu 1090’da Bizans donanmasını Koyunadaları açıklarında mağlûb etti.
Çaka Bey, 1091’de yine denize açılarak Sisam ve Rodos adalarını ele geçirdi. Ege’deki hâkimiyeti tekrar ele geçirmek için Bizans İmparatoru yeni bir donanma hazırlattı. Gönderdiği donanma, Çaka Bey ile karşılaşmaya cesâret edemeyerek Sakız adasına sığındı. Çaka Bey adayı kuşattı ise de fethe muvaffak olamadı.
1095 senesinde Çaka Bey, Çanakkale ve Trakya’nın zaptı ve sonra da İstanbul’u fethederek Peygamber efendimizin "sallallahü aleyhi ve sellem" müjdesine nâil olabilmek için, donanmasının başında harekete geçti. Edremit dâhil, yolu üzerindeki Bizans merkezlerini zapt ede ede Çanakkale sınırlarına dayandı. Burada Anadolu Selçuklu Devletinin hükümdârı ve dâmâdı Kılıç Arslan’la buluştu. Berâberce boğazın en çetin kalesi olan Abidos’u kuşattı. Kale kolaylıkla alındı, ama Çaka Bey de aldığı yaraların tesirinden kurtulamayarak vefât etti.
Bizans kaynaklarında Çaka Beyin Kılıç Arslan tarafından öldürüldüğü yazılı ise de, sonraki olaylarda isminin geçmesi bu görüşün doğru olmadığını ortaya koymaktadır.
Çaka Beyin ölümü İslâm mücâhidlerini büyük bir üzüntüye boğdu. Bizanslılar da ziyâdesiyle sevindi. Ömrü İslâmiyeti yaymak için uğraşmakla geçen Çaka Bey, hayatta bulunduğu müddetçe, Bizans’ın korkulu rüyâsı olmuştu. Ölümü ile sâhilde kurmuş olduğu beyliği de târihe karıştı.
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"