On altıncı yüzyılda Semerkand’daki Meraga Rasathânesinde yetişen büyük fen âlimi. İsmi, Muhammed bin Fâdıl bin Ali bin Muhammed el-Miskînî’dir. Kâdı Semerkandî adıyla meşhur oldu. Doğum ve vefât târihi bilinmemekte ve hayâtı hakkında kaynaklarda fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Kâdı Semerkandî, Uluğ Beyin yanında yetişmiştir. Bâbürlü Sultânı Hümâyûn Şahın (1530-1556) ilim meclislerinde bulunurdu. Cevâhir-i Ulûm-i Hümâyûnî ismiyle yazdığı ansiklopedik eserini Hümâyûn Şâha ithâf etti.
Kâdı Semerkandî eserinde, Müslüman ilim adamlarından yaptığı nakilleri yüz yirmi bölüm altında toplamıştır. Her bölüm, detaylı bir eser olabilecek şekilde uzun hazırlanmıştır. Fahreddîn Râzî’nin metodunu tâkib etmiştir. Giriş bölümünde ilim ve ilim adamının kıymetini bildirmektedir. Daha sonra üç ana bölüm gelmektedir. Her ana bölümün alt bölümleri vardır. Her alt bölümde sayıları 12 ilâ 33 arasında değişen bâblar mevcuttur. Eserin 25 bölümü, tabiat ilimlerine ayrılmıştır. Bunların başında fizik gelmekte, madde, uzay, hareket, denge ve çekim gibi ana bilgiler verilmektedir. Maddenin sonsuz olarak küçük parçalara ayrılabileceği görüşü ve buna karşı olan görüşler ayrıntılı olarak verilmektedir. Gezegenlerin yörüngelerinin dâirevî olduğu bildirilmekte ve yeryüzünün gezegenler sistemindeki özel yerine işâret edilmektedir. Hayvanlar iki bölümde incelenmiştir. En fazla bahsedilen hayvan, at ve doğandır. Hayvanların çoğalmaları, alışkanlıkları, özellikleri ve genel hastalıkları için tedâvi şekilleri verilmiştir. Yaklaşık otuz tür hayvandan ve özelliklerinden bahsedilmiştir.
Eserde astronomiye altı bölüm ayrılmıştır. Kâdı Semerkandî, El-Me’mun’dan Uluğ Beye kadar yapılan astronomi araştırmalarını tedkik edip, bunları zekî talebeler için bu bölümlerde özetlemiştir. Astronomi âleti usturlabdan söz edilerek, nasıl kullanılacağı bildirilmiştir. Daha sonra coğrafya için iki bölüm ayrılmıştır. Burada dünyânın büyüklüğü, çevresi, mevsimlerin uzunlukları tartışılmaktadır. Coğrafyanın diğer önemli bir bölümü ise yolcular için çeşitli yol rehberlerinin hazırlanmasıdır. Kâdı, bu tür bilgileri sanki kendisi oralarda bulunmuş gibi canlı vermiştir.
Kimyâ ile ilgili bölümde yirmiden fazla fasıl mevcuttur. Burada toprak, bitki ve hayvanla ilgili bütün organik ve inorganik bileşikler konu edilmiştir. Bu arada pekçok kimyevî âletin târifi yapılmıştır. Bu âletlerin büyük bir kısmı günümüzde kullanılmaktadır.
1258 senesinde Bağdat’ın Moğollar tarafından istilâsı, İslâm medeniyetinde bir dönüm noktası olmuş büsbütün gerileme görülmüştür. Kâdı Semerkandî’nin 1539’da yazdığı bu eseri, gerileme döneminden sonra ortaya çıkması ve yeniden parlamaya başlayan İslâm medeniyetinin habercisi olması bakımından mühimdir.
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"