Bu mektûb, molla Abdülgafûr-i Semerkandîye yazılmışdır. Dünyânın kötülüğü ve ona düşkün olanların zevallılığı bildirilmekdedir:
Yâ Rabbî! Ölüm bizi uyandırmadan önce, sen bizi uyandır! Peygamberlerin efendisi “aleyhi ve aleyhim ve alâ âlihissalâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve efdalühâ” hurmetine, düâmızı kabûl eyle! Tatlı olan mektûbunuz ve kıymetli yazılarınız gelerek bizleri sevindirdi. Buna karşılık olarak, Allahü teâlâ, size iyilikler versin!
Kardeşim! İnsanları dünyâya, yalnız yiyip içmek için ve giyinip süslenmek için göndermediler.
İstediklerimizi toplamak, sevdiğimiz şeylerle keyflenmek ve oynayıp zevklenmek için yaratılmadık. İnsanların yaratılması, Allahü teâlâya karşı aşağılığını, gücü yetmezliğini, muhtâc, zevallı olduğunu göstermeleri içindir. Kulluk da, bu demekdir. Fekat, bu kulluk, Muhammed aleyhisselâmın islâmiyyetinin izn verdiği gibi olmalıdır. Yoksa, müslimân olmıyanların yapdıkları riyâzetler, mücâhedeler, bu parlak islâmiyyete uygun olmadığı için, zarar ve ziyândan başka sonu olmaz. Pişmân olmakdan, üzülmekden başka birşey kazandırmaz. Ehl-i sünnet vel-cemâ’at denilen doğru yolun âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak i’tikâdı düzeltdikden sonra, ibâdetleri yapmakla berâber, kalbi Allahü teâlânın zikri ile süslemelidir. Tesavvuf yolunun büyüklerinden alınan vazîfeyi sık sık tekrarlamalıdır. Bu büyüklerin yolunda, sonda ele geçecek olanlar başlangıcda yerleşdirilmişdir. Bunların bağları, başkalarının bağlarından çok üstündür. Kısa görüşlü olanlar, inansa da, inanmasa da, bu böyledir. Maksadımız, dostları teşvîkdir. İnanmıyanlara bir diyeceğimiz yokdur. Fârisî beyt tercemesi:
Masal sanana, masal gibi olur,
Kıymet bilene, çok fâideli olur.
Sözün kısası şudur ki, âhıretde kurtulmak, çok zikr etmeğe bağlıdır. Enfâl sûresinin kırkaltıncı âyetinde meâlen, (Allahü teâlâyı çok zikr ediniz ki kurtulasınız!) buyuruldu. Bunun için, çok zikr etmek lâzımdır. Buna mâni’ olan herşeyi düşman bilmelidir. Âhıretde kurtulmanın ilâcı, işte budur. Bizden, ancak söylemekdir. Fârisî beyt tercemesi:
Zikr et zikr, bedende iken cânın,
Kalb temizliği, zikrîledir Rahmânın.
Ra’d sûresi, otuzuncu âyetinde meâlen, (Biliniz ki kalbler zikr ile râhat bulur) buyuruldu. Allahü teâlâ, size bundan başarı nasîb eylesin! Çünki, en lüzûmlu ve en kârlı iş budur. Mubârek zemânlarda çok giyilmiş olan antâri gönderildi. İşleriniz hayrlı olsun! Vesselâm.
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"