Kur'ân-ı kerimde buyuruldu ki: "Ana ve babadan biri veya ikisi ihtiyârladığında usanıp da öf deme! Ağır söz söyleme! Onlarla yumuşak ve tatlı konuş!" (İsrâ Suresi)
Dinimizde ana-baba hakkı çok mühimdir. Anaya, babaya iyilik ve ihsân, evlât üzerine farzdır. Hiçbir zaman ve hiçbir sebeple onlara sert söylemek caiz değildir. Allahü teâlâ İsrâ sûresinde buyuruyor ki:
(Ana ve babadan biri veya ikisi ihtiyârladığında usanıp da öf deme! Ağır söz söyleme! Onlarla yumuşak ve tatlı konuş!)
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Üç sınıf insana Cehennem ateşi dokunmaz: Bunlar, kocasına itaat eden kadın, ana-babasına iyilik eden evlât ve insanlara merhamet eden kimsedir.)
Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Anneye yapılan iyiliğin ecri iki mislidir.)
(Veysel Karani’nin kavuştuğu bütün ihsan ve dereceler, anasına yaptığı iyilik sebebiyledir.)
Ananın, babanın, kocanın, hiç kimsenin, İslâmiyyete uymayan emri dinlenilmez, yapılmaz. Fakat, anaya, babaya, yine tatlı söylemek, onları incitmemek lâzımdır. Ana baba kâfir ise, onları kiliseden, meyhâneden, sırtta taşıyarak bile geri getirmek lâzımdır. Fakat, oralara götürmek lâzım değildir...
Evlât, ana-babasına şefkat, merhamet ve sevgi ile bakınca ona, böyle bir bakışı için, kabul edilmiş bir hac sevâbı verilir. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) (Babasına ve annesine merhamet nazarı ile bakan evlâda, hac ve umre sevâbı yazılır) buyurdu. Günde bin defa bakarsa da böyle midir? diye sorulunca: (Günde yüz bin defa baksa da...) buyurdu.
Birisi Peygamber aleyhisselâma dedi ki:
- Yâ Resûlallah, yanımda yaşlı anam vardır. Elimle yedirip içiriyorum. Abdestini aldırıyorum. Sırtımda gezdiriyorum. Hakkını ödemiş olur muyum?
Peygamber aleyhisselâm buyurdu ki:
- Hayır, yüzde birini bile ödemiş olamazsın. Ancak iyilik ediyorsun. Allahü teâlâ bu az iyiliğine karşılık çok sevâp ihsân eder.
***
Hasan-ı Basri hazretleri, Kâbe’yi tavaf ederken sırtında yük olan bir zat görüp der ki:
- Niçin yükle tavaf ediyorsun?
- Bu yük değil, babamdır. Bunu Şam’dan yedi defa getirip tavaf ettim. Çünkü, bana dinimi öğretti. Beni İslam ahlakı ile yetiştirdi.
- Kıyamete kadar böyle arkanda taşısan, bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa gider. Bir defa da gönlünü yapsan, bu kadar hizmete karşılık olur.
Ana-babayı ziyâret etmemek büyük günâhtır. Uzakta iseler, hiç olmazsa, selâm göndererek, tatlı mektup yazarak, telefon ederek gönüllerini almalı ve bu günâhtan kurtulmalıdır.
Şunu hiç unutmayalım ki, ananın, babanın evlâdına duâsı, Peygamberin ümmetine duâsı gibidir. Ne mutlu ana-baba duası alanlara...
Ahmet Demirbaş
03.02.2018
Türkiye Gazetesi
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"