Seyyidi kainât, Hazret-i Fahr-i Âlem Söyleşürken Cebrâil ile kelâm Aldı ol şâh-ı cihânı ol zamân Bir fezâ oldu o demde rûnümâ Kim, ne hâlidir, ne mâli, ol mahal Ref' olup ol şâha yetmiş bin hicâb Her birisinden geçerken îlerû Gel habîbim sâna aşık olmuşam Ne murâdın vâr ise îdem revâ Mustafâ dedi: Eyâ Rabbe'r-Rahîm Ol zaîf ümmetlerim hâlî nola Hak-Teâlâdan nidâ geldi emin Gam yeme kim Yâ Muhammed olma melul Ümmetini sâna verdim ey habîb Ey habîbim nedir ol kim dîledin Zâtıma mir'at edindim zâtını Hem dedi kim: "Yâ Muhammed ben seni Avdet edûp davet et kullarımı Sen ki mi'râc eyleyûb etdin niyâz Tarfetül-ayn içre ol Fahr-i cihân Her ne vâki oldu ise serteser Dediler: "Ey Kıble-i İslâmü dîn Biz kamûmuz kullarız sen şâhsın Ümmetin olduğumuz devlet yeter Allâhümme salli alâ seyyidinâ |
{youtube}5s8iDsg2fhg{/youtube}
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"