İslâm dîninde mübârek gecelerin en kıymetlisi. Kadir Gecesi, Ramazân-ı şerîf ayı içinde bulunan bir gecedir. Hangi gecesinde olduğu kesin ve açık bildirilmemiştir. İmâm-ı Şâfiî on yedi, İmâm-ı A’zâm Ebû Hanîfe, yirmi yedinci gece olması çok vâki olur (meydana gelir) dediler. Yirmi ile otuzuncu geceleri arasında aranması tavsiye edilmiştir. Kur’ân-ı kerîmde medhedilen, övülen en kıymetli gecedir. Kur’ân-ı kerîm Peygamber efendimize "sallallahü aleyhi ve sellem" bu gece gelmeye başlamıştır.
Hadîs-i şerîfte; “Kadir Gecesini inanarak ve sevâbını bekleyerek ihyâ edenin geçmiş bütün günâhlarını Allahü teâlâ mağfiret eder, bağışlar.” buyruldu. İhyâ etmek için kazâ namazları kılmalı, Kur’ân-ı kerîm okumalı, duâ, tövbe etmeli, sadaka vermeli, Müslümanları sevindirmeli, bunların sevaplarını ölülere de göndermelidir. Bu geceye saygı göstermelidir. Saygı göstermek, günâh işlememekle olur. Kur’ân-ı kerîm, levh-i mahfûzdan dünyâ semâsına bu gece indirildi. Bu gecenin bin aydan hayırlı olduğu Kadr sûresinde bildirilmiştir. Kadir Gecesi çok fazîletli bir gece olmakla berâber, kulların gaflete dalmaması ve her ânını ibâdet ve tâatla süslemesi için ne zaman olduğu kesin olarak bildirilmemiştir. Bu da, Kadir Gecesini arayanların, birçok geceleri ihyâ etmesi gerektiğindendir. Fakat o geceyi tanıtan bâzı alâmetler bildirilmiştir. Bu gecenin alâmetlerinden bâzıları şunlardır: Gece açık ve sâkin olur, ne sıcak, ne de soğuk olur. Bâzı âlimler, Kadir Gecesinde köpek sesi duyulmaz, ertesi sabah güneş, kızıl olup, şuâsız doğar.
Kadir Gecesi, Muhammed "aleyhisselâmın" ümmetine mahsus bir gecedir. Başka peygamberlere böyle bir gece verilmemiştir. Bu gecenin bin aydan hayırlı olmasının hikmetini tefsir âlimleri, Resûlullah’tan haber vererek şöyle bildiriyor:
Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" bir gün buyurdu ki: “Benî İsrâil peygamberlerinden dördü seksener sene Allahü teâlâya ibâdet ettiler, bir an âsî olmadılar. Bunlar Eyyûb, Zekeriyyâ, Hazkîl ve Yûşâ’dır.” Eshâb-ı kirâm bu hadîs-i şerîfi duyunca, hayret ettiler. Bunun üzerine Cebrâil "aleyhisselâm" Allahü teâlâdan gelip; “Ey Muhammed! Senin ümmetin bu peygamberlerin, bir an Allahü teâlâya âsî olmadan seksen senelik ibâdetine şaşarlar. Muhakkak ki, Allah sana ondan iyisini gönderdi.” deyip; “Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.” (Kadr sûresi: 3) âyet-i kerîmesini okudu.
Kadir Gecesi hakkındaki hadîs-i şerîflerde buyruldu ki:
Kadir Gecesinde, bir kere “İnnâ enzelnâ...” sûresini okuyan, başka zamanda Kur’ân-ı kerîmi hatim edenden daha sevgilidir. Kadir Gecesinde bir tesbih (Sübhanallah), bir tahmid (Elhamdülillah), bir tehlil (Allahü ekber) söyleyen benim yanımda yedi yüz bin tesbih, tahmid ve tehlilden kıymetlidir. Bu gece çobanın koyunu sağma müddeti kadar (yâni çok az) namaz kılan, ibâdet eden, bir ay bütün geceleri sabaha kadar ibâdetle geçirenden daha kıymetlidir.
Kadir Gecesi üç defâ “Lâ ilâhe illallah” söyleyenin, birincisinde bütün günahları bağışlanır, mağfiret olunur. İkincisinde Cehennemden kurtulur, üçüncüsünde Cennete girer.
Kadir Gecesinde Kadr sûresini okuyan, Kur’ân-ı kerîmin dörtte birini okumuş olur (yâni bunun sevâbına kavuşur).
Peygamber efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" dört halîfe ve sonra kurulan bütün İslâm devletleri bu geceye çok hürmet göstermişler, ibâdet ederek geçirmişlerdir. Osmanlılar zamânında, o gece memleketin her yerindeki bütün eğlence yerleri kapatılırdı. İstanbullular Eyüb Sultan, Ayasofya, Sultan Ahmed Câmii ve bulundukları yerin câmilerinde sahura kadar ibâdet eder, affedilmeleri için cenâb-ı Hakk’a duâda bulunurlardı. Pâdişâh akşamdan sonra bir alayla Ayasofya’ya gelir, yatsı namazını orada edâ eder, sonra saraya dönerdi. Bu alaya “Kadir Alayı” denirdi.
Kaynak: Yeni Rehber Ansiklopedisi Cilt 11
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"