Peygamber efendimizin "aleyhisselâm" 628 senesinde Hayber Kalesinin fethiyle netîcelenen zaferi.
Hayber, Peygamber efendimiz devrinde, Yahûdîlerin toplandığı bir merkezdi. Peygamber efendimiz Medîne’ye hicret ettiğinde, orada bulunan çeşitli Yahûdî kabîleleriyle antlaşma yapmışlardı. Antlaşmaya gore Müslümanlarla sulh içinde yaşayacaklardı. Ancak Benî Nâdir adlı Yahûdî kabîlesi, antlaşmayı bozarak Peygamberimize sûikast tertiplediler. Bu sebeple Medîne’den çıkarıldılar. Benî Kureyzâ adındaki Yahûdî kabîlesi de, antlaşma yaptıkları hâlde Hendek Savaşında düşman tarafına geçerek ahidlerini bozdular. Hendek Savaşından sonra Mekkeli müşriklerle Hudeybiye Antlaşması yapılarak müşriklerinsaldırısı önlendi. Fakat Hayber’de toplanan Yahûdî kabîleleri, Müslümanlar için çok tehlikeli idi. Medîne’deki münâfıkların reisi Abdullah bin Übeyy Yahûdîlerle görüşüyor, Müslümanlar üzerine savaş açmayı tertipliyorlardı.
Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Hayber’deki Yahûdîlerle antlaşma yapmak istedi ise de buna yanaşmadılar. Bunun üzerine Medîne’ye saldırmalarını önlemek için Hayber üzerine gitmeye karar verildi. Medîne’den çıkan İslâm ordusu, Hayber ile Gatafan arasındaki Reci’ Mevkiini tuttu. Böylece diğer Yahûdî kabîlelerinin Hayber’e yardımı önlendi. Hayber’e varınca, Yahûdîlere yine sulh teklif edildi. Kabul etmedikleri için savaş başladı (628).
Hayber, sekiz muhkem kalesi, verimli arâzileri, bol miktârda bağ ve bahçeleri bulunan zengin bir şehirdi. Kalelerin içinde 20.000 asker vardı. Peygamber efendimizin emrinde ise 200 atlı, 1600 piyâde olmak üzere 1800 sahâbî bulunuyordu. İlk olarak Natat Kalesi kuşatıldı ve Eshâb-ı kirâmın üstün gayretleri sonucu on günde fethedildi. Hayber’in en sağlam kalesi olan Kamus Kalesi yirmi gün dayandı. Bir türlü kale düşmüyordu. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem sancağı hazret-i Ali’ye verdi. Hazret-i Ali onları önce İslâma dâvet etti kabul etmediler. Savaşmak için çıkan Merhab adındaki çok kuvvetli pehlivanı teke tek savaşta öldürdü. Savaşın en şiddetli ânında kale kapısını yerinden sökerek, kalkan gibi kullandı. Ümitsizliğe düşen Yahûdîler teslim oldular ve kale Müslümanların eline geçti. Müslümanlardan on beş şehid vardı. Yahûdîlerden doksan üç kişi öldü.
Hayber’in fethinden sonra Yahûdîler kendi topraklarında kalmayı ve topladıkları mahsûlün yarısını Müslümanlara (beytülmâla, hazîneye) vermeyi teklif ettiler. Bu teklifleri kabul edildi. Fedek denilen yerdeki ve Vâdil-Kura’daki Yahûdîler de aynı şekilde antlaşmaya bağlandı.
Hayber’in fethiyle, İslâmiyetin müşriklerden sonra ikinci büyük düşmanı olan Yahûdîlerden gelecek tehlike de böylece önlenmiş oldu.
Kaynak: Yeni Rehber Ansiklopedisi Cilt 9, s. 16-17
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"