Kur'ân-ı kerîmin altmış dördüncü sûresi. Tegâbün sûresi Medîne'de nâzil oldu (indi). On sekiz âyet-i kerîmedir. Dokuzuncu âyette geçen ve aldanma mânâsına gelen Tegâbün kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûrede; insanların mü'min ve kâfir olarak iki kısma ayrıldığı, mal ve çoluk-çocuğun bir imtihan olduğu bildirilmektedir. (İbn-i Atıyye, Râzî)
Tegâbün sûresinde meâlen buyruldu ki:
Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız sizi imtihan etmek için verildi. Allahü teâlâ iyiliklerinize karşılık, size çok büyük ecir verecektir. (Âyet: 15)
Kim Tegâbün sûresini okursa, ansızın ölüm ondan uzak olur. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"