Kur'ân-ı kerîmin yüz on dördüncü ve son sûresi. Nâs sûresi Medîne-i münevverede nâzil oldu (indi). Altı âyet-i kerîmedir. İnsanların Allahü teâlâya sığınmalarını emrettiği için Sûret-ün-Nâs denilmiştir. (İbn-i Abbâs)
Allahü teâlâ Nâs sûresinde meâlen buyuruyor ki:
(Yâ Muhammed) İnsanların göğüslerine dâimâ vesvese veren, gerek cinden, gerek insandan (olsun), o sinsi şeytanın şerrinden insanların Rabbine, insanların melîkine, insanların mâbûduna sığınırım, de! (Âyet: 1-6)
Kim Felak ve Nâs sûrelerini okursa, sanki Allahü teâlânın indirdiği kitapların hepsini okumuş gibi olur. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
Nâs sûresini devamlı okumayı alışkanlık hâline getiren kimse, dâimâ sıhhat ve âfiyette olur. Nazara karşı okunursa, şifâ bulur. (Muhammed Osman Sâhib)
Son nefesini vermekte olan kimse için Nâs sûresi okunursa, rûhu bedenden rahatça ayrılır. Yatağa girerken okuyan kimse, cin ve şeytan şerrinden kurtulur. Vesvesesiz, korkusuz râhat uyku uyur. (Muhammed Osman Sâhib)
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"