Kur'ân-ı kerîmin elli sekizinci sûresi. Mücâdele sûresi Medîne'de nâzil oldu (indi). Yirmi iki âyet-i kerîmedir. Birinci âyetinde geçen Mücâdele kelimesinden dolayı sûreye, Sûret-ül-Mücâdele denilmiştir. Sûrede; cemiyet ve muâşeret âdâbı (insanların birbirleri ile olan münâsebetlerinde tutacakları yol) ve Resûl-i ekremin aleyhinde gizli teşebbüslerde bulunan yahûdîler ile bunların destekçileri olan münâfıkların (iki yüzlülerin) kötülendiği bildirilmektedir. (İbn-i Abbâs, Râzî, Taberî)
Allahü teâlâ, Mücâdele sûresinde meâlen buyuruyor ki:
Allahü teâlâya ve kıyâmet gününe îmân edenler, Allahü teâlânın düşmanlarını sevmezler. O kâfirler ve münâfıklar, mü'minlerin anaları, babaları, oğulları, kardeşleri ve başka yakınları olsa da, bunları sevmezler. Böyle olan mü'minleri Cennet'e koyacağım. (Âyet: 22)
Kim Mücâdele sûresini okursa, kıyâmet günü Allahü teâlânın râzı olduğu kimselerden yazılır. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"