Kur'ân-ı kerîmin elli dokuzuncu sûresi. Yirmi dört âyet-i kerîme olan Haşr sûresi, Medîne-i münevverede nâzil oldu (indi). Bu sûrede yahûdîlerin ihânetleri ve münâfıkların (inanmadıkları hâlde müslüman görünenlerin) hâlleri, sonunda da Allahü teâlânın büyüklüğü ve Esmâ-i hüsnâsı (güzel isimleri) bildirilmektedir. (Beydâvî)
Kim haşr sûresini okursa, Allahü teâlâ onun, geçmiş ve gelecek günâhlarını affeder. (Hadîs-i şerîf-Beydâvî)
Kim sabahleyin (sabah namazından sonra) üç defâ "E'ûzübillâhissemî'il alîmi mineşşeytânirracîm" der sonra Haşr sûresinin sonundaki üç âyeti okursa, Allahü teâlâ kendisine yetmiş bin melek gönderir. Bunlar akşama kadar o kişiye duâ ve istiğfâr ederler. Eğer o gün vefât ederse, şehîd olarak ölür. Akşamleyin (akşam namazından sonra) okuyan kimse de aynı şekildedir. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî)
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"