Kur'ân-ı kerîmin elli üçüncü sûresi. Necm sûresi Mekke'de nâzil oldu (indi). Altmış iki âyet-i kerîmedir. İlk âyetinde geçen ve yıldız mânâsına gelen Necm kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûrede; mîrâc mûcizesi, putların uydurma ilâhlar olduğu, Allahü teâlâdan yüz çevirip, dünyâya kul olanlara îtibâr etmemek gerektiği, büyük günâhlardan ve ahlâksızlıklardan kaçanları Allahü teâlânın mağfiret edeceği, günahlarını bağışlayacağı bildirilmektedir. (İbn-i Abbâs, Râzî, Taberî, Kurtubî)
Allahü teâlâ Necm sûresinde meâlen buyuruyor ki:
İnsan için (âhirette), ancak dünyâda) ihlâsla (Allah rızâsı için) işlediği sâlih amelleri ve niyeti fayda verir. (Âyet: 39)
Kim Necm sûresini okursa, Mekke'de Muhammed'i (aleyhisselâm) tasdîk ve inkâr edenlerin adedidin on katı sevâb verilir. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri) O (Muhammed aleyhisselâm) boş şey söylemez. Yalnız vahyedileni söyler. (Necm sûresi: 3)
Küçük hatâlar müstesnâ günâhların büyüklerinden ve fuhşiyattan kaçınanlara gelince; muhakkak Rabbin mağfireti bol olandır. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve annelerinizin karnında ceninler iken sizi (bütün hâllerinizi) en iyi bilendir. O hâlde kendinizi temize çıkarmayın. O, ittikâ edenleri en iyi bilendir. (Necm sûresi: 32)
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"