Kur'ân-ı kerîmin altmışıncı sûresi. Mümtehine sûresi Medîne-i münevverede nâzil oldu (indi). On üç âyet-i kerîmedir. Mü'mine olduklarını iddiâ eden kadınların imtihâna tâbi tutulmalarını emrettiği için sûreye, Sûret-ül-Mümtehine denilmiştir. Ayrıca İmtihân sûresi de denilmektedir. Sûrede; müşriklerle dostlukta bulunmanın yasak olduğu ve mü'mine olduklarını iddiâ edip hicrette bulunan kadınların imtihâna tâbi tutulmalarının gerektiği bildirilmektedir. (İbn-i Abbâs, Râzî, Kurtubî, Taberî)
Allahü teâlâ Mümtehine sûresinde meâlen buyuruyor ki:
"Ey mü'minler! İbrâhim aleyhisselâmın gösterdiği güzel yolda yürüyünüz! Yâni siz de, onun gibi ve onunla berâber bulunan mü'minler gibi olunuz! Onlar, kâfirlere dedi ki, bizden sevgi beklemeyiniz. Çünkü siz, Allahü teâlâyı dinlemeyip, başkalarına tapıyorsunuz. O taptıklarınızı da sevmiyoruz. Sizin uydurma dîninize inanmıyoruz. Bu ayrılık aramızda düşmanlığa sebeb oldu. Siz, Allahü teâlânın, bir olduğuna inanmadıkça ve emirlerini kabûl etmedikçe, bu düşmanlık, kalbimizden silinmeyecek, her şekilde kendini gösterecektir. (Âyet:4)
Kim Mümtehine sûresini okursa, kadın-erkek bütün mü'minler ona kıyâmet günü şefâat eder. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"