Kur'ân-ı kerîmin kırk yedinci sûresi. Muhammed sûresi, Medîne-i münevverede nâzil oldu (indi). Otuz sekiz âyet-i kerîmedir. İkinci âyetinde Resûl-i ekremin ism-i şerîfi geçtiğinden sûreye Sûret-ül-Muhammed denilmiştir. Ayrıca yirminci âyet-i kerîmede kıtale (adam öldürmeye) işâret olduğu için Sûret-ül-Kıtal da denilmektedir. Sûrede Resûl-i ekreme inanan ve Hakk'a uyan mü'minlerin bağışlanacağı, bunların kavuşacakları Cennet nîmetleri, cihâddan kaçanların Allahü teâlânın gazâbına uğradığı, dünyâ hayâtının geçiciliği ve cimrilik yapanların kendilerine yazık ettiği bildirilmektedir. (İbn-i Abbâs, Taberî, Kurtubî, Râzî)
Allahü teâlâ Muhammed sûresinde meâlen buyuruyor ki:
Ey îmân edenler! Allahü teâlânın yoluna gider, O'nun dînine yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı doğru yoldan ayırmaz. (Âyet: 7)
Kim Muhammed sûresini okursa, Allahü teâlânın ona Cennet nehirlerinden içirmesi hak olur. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"