Hadis âlimlerinin büyüklerinden ve Şâfiî mezhebinde meşhur fıkıh âlimi. İsmi, Ahmed bin Ali bin Muhammed bin Muhammed bin Ali bin Ahmed olup, künyesi Ebü’l-Fadl’dır. Lakabı Şihâbüddîn olup; El-Kınânî, El-Askalânî, El-Mısrî ve El-Kâhirî nisbetleri vardır. 1376 (H.778) senesinde Kâhire’de doğdu. 1449 (H.852)da orada vefât etti.
Küçük yaşta babasını ve annesini kaybeden İbn-i Hacer, dokuz yaşındayken El-Muhtasar-üt-Tebrîzî adlı eseri şerh eden Sadreddîn-i Saftî’nin yanında Kur’ân-ı kerîm’i ezberledi. Az zaman sonra fıkıh ve sarf ilimlerini öğrenmeye başladı. Daha sonra uzun müddet, zamânın en meşhur âlimlerinden ders aldı. El-Bülkinî, El-Bermâvî, İbn-i Mülakkın ve İbn-i Cemâ’a’dan hadis ve fıkıh ilmini öğrendi. Sadreddîn İbşîtî, Şemseddîn el-Kattân’dan fıkıh, Arap dili ve edebiyâtı ile hesap ilimlerini tahsil etti. Nûreddîn el-Ebnâsî’nin fıkıh derslerini dinledi. Hümâm el-Harezmî, Kanber el-Acemî, İbn-i Sâhib, Şihâbüddîn Ahmed bin Abdullah el-Bûsırî ve Cemâlüddîn el-Mardînî’den ilim öğrendi. Lügat, Arap dili ve edebiyâtının inceliklerini El-Gamârî ve İbn-i Hişâm’dan; aruzu, Bedreddîn el-Beştekî’den; hat (yazı) ilmini, Ebû Ali ez-Zeftâvî, Nûreddîn Bedmâsî’den; kırâat ilmini de Et-Tenûhî’den öğrendi.
1390 senesinden sonra bilhassa hadis ilmi tahsili ile meşgul oldu. Mısır, Sûriye, Hicâz ve Yemen’e ilmî seyâhatler yaptı. Yemen’de Kâmûs müellifi Fîrûzâbâdî’nin derslerine devâm etti. Şam, Gazze, Remle, Kudüs, Dımaşk gibi yerleri dolaşarak birçok âlimden ilim öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyet etti. On sene müddetle Zeyn-ül-Irâkî’den hadis tahsil etti. Hocalarının hepsi ona fetvâ verme ve ilim öğretme husûsunda icâzet (diploma) verdiler.
İbn-i Hacer, birçok ilmî eseri ezberledi. Râvîlerin hâl tercümelerini bilmede ve târih ilminde eşi yoktu. Cemâiliyyet-ül-Cedîde Medresesinde hadis dersleri okuttu. 1411 senesinde, buradan ayrılıp eser yazmakla meşgul oldu. Baybarsiyye Medresesinde şeyhlik (rektörlük) yaptı. Daha sonra Müeyyidiyyet-ül-Cedîde Medresesinde Şâfiî fıkhını okuttu.
İbn-i Hacer, kendisine Mısır’da teklif edilen kâdılık vazifesini önce kabul etmedi. Sonra Kâdılkudât el-Bülkînî’nin ısrârına dayanamayarak, 1423’te kâdı oldu. Kâdılık vazifesinden birkaç defâ ayrılıp, tekrar o göreve getirilmek sûretiyle yirmi bir sene kâdılık yaptı. Ayrıca, muhtelif câmi ve medreselerde tefsir, hadis ve fıkıh okuttu.
Zamânın en büyük hadis âlimlerinden olan İbn-i Hacer’in dersleri çok büyük rağbet görüp mütehassıslar tarafından takib edilirdi. İbn-i Hacer; Dârüladl’de müftî, Baybarsiyye Medresesinde müdür ve müfettiş, Ezher ve Amr ibni Âs câmilerinde hatip ve Mahmûdiyye Kütüphânesinde hâfız-ı kütüb oldu. O kütüphânedeki eserleri ve içindeki bilgileri bilirdi. Şâir ve yazar olarak da takdîre mazhâr olan İbn-i Hacer’in edebî yönü büyüktü. Yazdığı eserlerin çoğu, İslâmiyetin anlatılması ve öğretilmesi husûsunda olup çok kıymetlidir. Eserleri, daha hayattayken yayıldı. Hükümdârlar ve emîrler, birbirlerine hediye olarak gönderdiler.
İbn-i Hacer-i Askâlânî 1449 senesinde Kâhire’de vefât etti. Cenâze namazında sultan da bulundu. Halîfenin izniyle cenâze namazını El-Bülkînî kıldırdı. Karâfe Kabristânında İmâm Leys bin Sa’d’ın kabri yakınına defnedildi.
Eserleri:
İbn-i Hacer-i Askalânî, yüz elliden fazla eser yazdı. Bunlardan en önemlileri şunlardır:
1) Feth-ul-Bârî li Şerh-il-Buhârî: Sahîh-i Buhârî’nin şerhi olan bu eser çok meşhurdur. Bu eserini tamamladıktan sonra, beş yüz altın harcayıp büyük bir ziyâfet verdi. Çok kıymetli olan bu eserin çeşitli yerlerde baskısı yapılmıştır.
2) Tehzîb-üt-Tehzîb,
3) Lisân-ül-Mîzân,
4) Ta’cîl-ül-Menfea,
5) Takrîb-üt-Tehzîb,
6) El-İsâbe fî Temyîz-is-Sahâbe: Bu eserinde İbn-i Hacer, Eshâb-ı kirâmın hayâtlarını çok güzel anlatmaktadır. Dört cilt olan bu eser, İbn-i Esîr’in Üsüd-ül-Gâbe kitabından daha mükemmeldir. 1863 (H.1280) senesinde Hindistan’da ve 1910 (H.1328) yılında Mısır’da ve Beyrut’ta basılmıştır.
7. Ed-Dürer-ül-kâmine: Dört cilttir. Sekizinci asırda yaşayan meşhur âlim, devlet adamı ve ileri gelenlerin hayatlarını anlatmaktadır, matbûdur.
8) Ref-ül-Isr,
9) Nüzhet-ül-Elbâb fil-Elkâb,
10) Tebsîr-ül-Müntebih,
11) Zehn-ül-Firdevs,
12) Müsned-ül-Bezzâz,
13) El-Münebbihât alel-İsti’dâdi li Yevm-il-Meâd gibi eserlerinden başka, bir Dîvân’ı, târihle ilgili bir kitabı ve pek güzel hutbeleri vardır.
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"