Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Düşmanlarından, cebbâr (kibirli, zorba, zâlim), inâdcı, nîmetlere nânkörlük edenleri öldürüp, onları zelîl (aşağı, hakîr) etmekle dünyâda kahreden, âhirette düşmanları olan kâfirlere ebedî; îmânlı ölen mü'minlere, af ve mağfiret etmezse (bağışlamazsa) geçici olarak azâb eden.
Hak teâlâ, kıyâmet günü (insanlar ölüp, dirildikten sonra toplandıkları gün); "Bugün, mülk kim içindir?" buyurur. Cevâb olarak yine kendisi; "Kahhâr, olan Allah içindir" buyurur (El-Mü'min sûresi: 16). O gün kullar için korkudan, sığınmaktan başka bir şey yoktur. Pişmânlıktan, şaşkınlıktan başka bir şey yapamazlar. (İmâm-ı Rabbânî)
El-Kahhâr ism-i şerîfini çok söylemekle kalbden dünyâ sevgisi çıkar. (Yûsuf Nebhânî)
Affı sonsuzdur diyerek pek azdım,
(Kahhâr) ismini unuttum âh yazık!
Daldım günâha, yapmadım hiç hayır,
Niçin doğru yoldan saptım âh yazık!
(Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"