Hiçbir dinde olmadığı ve Allahü teâlâya inanmadığı hâlde, müslüman görünüp müslümanlığı değiştirmeye, îmânı bozmaya, dinsizliği müslümanlık olarak yaymaya çalışan ve İslâmiyet'i içerden yıkmaya uğraşan sinsi İslâm düşmanı, azılı kâfir, münâfık. Kâdıyânîler ve Behâîler böyledir.
Zındık, Allahü teâlâya ve Muhammed aleyhisselâmın peygamber olduğuna inandığını, Kur'ân'a ve hadîslere uyduğunu söyler. Fakat, Kur'ân-ı kerîmi ve hadîs-i şerîfleri kendi câhil kafasına ve kısa görüşüne göre mânâlandırır. Bu bozuk anladıklarını, sapık düşüncelerini, müslümanlık olarak yazmaya uğraşır. Ehl-i sünnet âlimlerinin doğru sözlerini beğenmez. İslâm âlimlerine câhil der. Kendilerini müctehîd, aydın din adamı olarak tanıtırlar. (İbn-i Âbidîn, Abdülhakîm Arvâsî)
Fıkıh öğrenmeyip tasavvufla uğraşan dinden çıkar, zındık olur. Fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmayan ise, bid'at sâhibi yâni sapık olur. Her ikisini edinen hakîkate varır. (İmâm-ı Mâlik)
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"