Osmanlılar da dâhil, İslam tarihinde ilimler, akli ve naklî olmak üzere iki bölüme ayrılmıştı. Elbette bu bölünmede metot, kaynak, maksat ve değerlendirme farklılıkları bulunuyordu.
Akli ilimler felsefi bilimlerdi. Yani aklı kullanmak suretiyle mevcut bilimi daha geliştirmek ve ileriye taşımaktır. Bu ilimlerin metodolojisi, deneme yanılma yoluyla deneyler yapma, tartışma, gözlemleme vs. uygulamalarla ilmi yenileme, geliştirme ve daha ilerilere götürmektir.
Bu yolda ve bu uğurda beraber olmak dileğiyle…
"Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"